7 Ekim 2011 Cuma

AL YAZMALIM


Tv dizileri ne zaman girdi hayatımıza ve nasıl bu kadar cok derin yer ediyor hafızamızda....
İlk izlediğim dizi 'Böyle mi olacaktı' evet cok net hatırlıyorum :)
Sonra ardı arkası kesilmeden tanımadığımız insanların hayatlarının hep içinde oluverdik...
Onlara o kadar cok inandık ki ...
Kızdık,güldük ama cogu zaman ağladık...
Evde gecirdiğimiz zamanları hep onları konuk ederek geçirdik.
İçime işleyen Aşk-ı Memnu'yu asla unutamam Bihterin hikayesini...
Ondan sonrada hiçbir dizi izlemedim zaten.
O tatta hiçbir dizi hislerime dokunamadı ta ki Al Yazmalım'la tanışana kadar...
Bir pazar günü 3 bölümünün tekrarıyla tanıstım ve internetten hepsini belki 2-3 defa
üst üste izleme fırsatı buldum.
Hani bazen bir şarkı dinlersin tadı damağında kalır, müziği alır seni götürür
Sözlerine anlam bulmaya çalıştıkça daha cok seversin ya şarkıyı ezberlemiş bulursun kendini zamansız.
Bu dizide öyle bir his yarattı içimde...
Belki hiç tanımadığımız tanıyamacağımız duyguları hissettirdi bana...
Tuhaf geliyor bu kadar etkilenmiş onları, bu kadar sevmiş olmam..
İlyas'ın bakışları..
Asiyenin asiliği..
İç sesleri o kadar doğru ki...
Aşkları o kadar büyük ki
Gülümsemeleri o kadar gerçek ki...
Ben tüm karakterleri ekibi ve Ay Yapım'ı Kutluyorum
ve bol şanslar diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.